Avrupa’da Gotik, Rönesans ve Barok Mimarilerin
Çatı ve Cephe Sistemleri Açısından Karşılaştırılması
- Avrupa'da Gotik, Rönesans ve Barok mimarileri farklı ortamlarda gelişmişlerdir ve biçimlenmeleri de farklı olmuştur.
- Gotik mimari öbür dünyadaki kurtuluşu ruhani yetkinliği temsil ederken Rönesans'ın doğduğu Yeniçağ ise dünyevi yetkinliğe ve dünyadaki kurtuluşa önem veriyordu.
- Ortaçağ kalıp bilgilerin yerini mal mülk kişisel başarı dünyevi güzellikler aldı.
- Bütün bu farklılıklar mimaride düzenlerin farklılaşması ile somutluk kazanıyordu.Rönesans'ta merkezi sistemli ve cephede yatay hatlar belirginken Gotik'in Tanrı'ya yükselir vaziyette inşa edilmek istenen dikey ve ufki sistemli bazilika yapısı dikkat çekiyordu.Barok mimarisinde Rönesans'ın sakinliği hareketleşerek sakin figürler ile sessizlik gürültüye dönüşüyordu.
Gotik Mimari
- Fransa’dan Avrupa’ya yayılan, 12. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar süren ve temel özelliği dikey hatlar olan mimari üsluptur.
- Bu dönemde insan odağı dinsel yaşam olduğu için en ileri yapılar kilise tarafından yaptırılmıştır.Katedraller inşa edilmiştir.Katedral tanrı odaklı yaşamı ifade eder.“Katedral Tanrı’nın eviydi, bu ifade sıradan bir şey değil korku dolu bir gerçeklik olarak anlaşılıyordu. Ortaçağ insanı yaşamının her yönünü etkileyen doğaüstüyle birlikte yaşıyordu”
- Gotik'in en önemli katedrallerinden biri Notre Dame Katedrali'dir.
- Gotik çatı ve cephe sistemleri açısından üç yenilik getirmiştir :
- 1) Kaburgalı tonoz
- 2) Dayanma ayakları
- 3) Dayanma kemerleri
- Kaburgalı tonoz, haç tonoza kaburgaların eklenmesi ile elde edilmiştir. Dayanma ayakları ve dayanmakemerlerinden oluşan sisteme “dayanma sistemi” denmektedir. Bu sistem, Gotik mimarlığın düşeyde gelişimini sağlamış ve yük aktarma prensibi ile büyük pencereler açmaya olanak tanımıştır. Böylece Gotik yapıcılar taş yapıyı hafifleterek, taşın doğal nitelikleriyle adeta ters düşen üsluplar yaratmışlardır.
- Katedraller ışığın içeri alındığı narin mimari yapılardır.
- Vitray tekniği gelişerek dini yapıların uhrevi etkisi artmıştır.
- Gotik dönemde dünyevi yaşamın temel ilgisi, göksel yaşamı teminat altına almaktır. İtalyan
- hümanistlerince “barbar” olarak değerlendirilen Gotik üslup, skolastik düşüncenin egemen olduğu bu ortamda, ama çağı biçimlendiren bazı adımlardan da büyük ölçüde yararlanarak gelişmiştir.
- Özetle öne çıkan faktör sivrilmiş ve süse boğulmuş olan çatı ve cephe elemanlarıdır.
Rönesans Mimarisi
- İtalya’da Floransa 14. yüzyılda Gotik mimariye karşı bir hareket başlatmış, 1500 yıllarından itibaren Roma, bu yeni anlayışı en yüksek düzeyine çıkarmıştır.
- Uyanış çağı olarak geçer ve klasik kültür ve sanata olan sevginin yeniden doğumudur.
- Kilise etkinliği azalarak kilisenin elinde olan sanat ve mimari yapılar burjuvaların ve
- sanat koruyucuların eline geçmiştir.Kurucusu Floransalı Brunelleschi'dir.Bu dönemde gotik ayrıntılar ayıklanmıştır.Gotik’teki mantıklı olmayan dini düşünce yerini, Rönesans’ta mantıklı, matematiksel bir düşünceye bırakmıştır. Rönesans yapıları, Ortaçağ yapılarının yani Gotik’in düşeyde gelişen narin ve bol camlı kurgusundan farklıdır. Rönesans’ta mimarlık Antik kaynakların etkisi ile Romalı yapıcıların anailkeleri ve eski Roma’nın biçim, hacim ve süslemeleri üzerine temellenmiştir.
- Rönesans yapıları belli kurallara ve simetriye bağşıdır.Cephelerde yatay ve düz çizgiler egemen olup her bölüm kendi içinde kapalı ve bitiktir.
- Gotikteki yoğun süs ve abartı anlayışından uzak olup sakindir.
- Rönesans’ın Gotik’e karşı olan tavrı, onu Bizans mimarisine de yakınlaştırmıştır. Bizans’ın merkezi yapı anlayışı bu dönemde ilgi görmüştür. Gotik’in ufki sistemli bazilikal yapısının yerini, kubbeli merkezi yapı almıştır.
- Gotikte amaç Tanrı'ya yakınlaşmak olduğu için hareketli ve sivri kubbeler
- göz önündedir.Yukarıya doğru olan hareket Rönesans ile birlikte durağanlaşmıştır.
- Dinamik hareketler ortadan kalkmış tavanlarda kaset kullanımı yaygınlaşmıştır.
Barok Mimari
- 17. ve kısmen 18. yüzyılda Avrupa’nın özellikle Katolik ülkeleri ile Latin Amerika’ya yayılmış ve eğri hatların hakim olduğu bir üsluptur.
- Rönesans'ın katı kurallarına tepki olarak ortaya çıkmıştır.(Roma)
- Rönesans’a oranla yapıların hem planları hem de bezeme programı değişmiştir. Barok mimarlık abartılı hacim ve dekorları kullanarak görkem ve güç etkisi yaratmaya çalışmıştır.
- Tanrı için kiliseler krallar için saraylar yapılmaktadır.
- Kiliseler cenneti sergilemek için iç dizaynını ona göre sergiler.Resim ve heykel bu amaç için kullanılmıştır.
- Yapıların iç mekanları ışıklıdır. Kubbe içleri ve tavanlar, abartılı ve karmaşık perspektif sistemlerinin kullanımıyla gerçekleştirilmiş resimlerle sonsuza açılmaktadır.
- Rönesans'ın akılcı ve kuralcı hareketleri terk edilerek kişisel heyecanlara uygun keyfi ve öznel hareketlilik egemen olmuştur.Hareket ve sonsuzluk esas alınmıştır.Doğal olmak dikkat çekmektedir.Işık ve gölge oyunları ön plandadır.
- Bu üslubun yaratıcıları olan Bernini ve Borromini, çağdaşları tarafından çok beğenildiği halde, sanat tarihçileri tarafından 19. yüzyılın sonlarına kadar, klasik sanatı bozdukları gerekçesi ile eleştirilmişlerdir.
- Barok, insanı şaşırtan geniş meydanlar ve ışınsal kent planlarını mimariye kazandırmıştır. merdiven ve çeşme mimarisine de önem verilmiştir.Çeşmeler doğal çatlak kayalarla yapılmıştır.
- Trevi Çeşmesi, bu anlayışın en güzel örneği olup,
- Barok’un uğultuyu, gürültüyü ve doğayı ne kadar sevdiğinin somut bir göstergesidir.
- Doğal kırılmış kayalıklarla çeşmenin temel heykeli birbirine kaynaşmış olarak görünmektedir.
bağdaştırır ve iman vardır gerçeklik yoktur.Dogmalardan oluşmaktadır.
Rönesans'ta akılcılık ile kurallar ve dünyevi bir tarz vardır.
Gotikteki Tanrı merkezli bazilika yapısı Rönesans ile merkezi yapıya dönüşmüştür.
Barokta ise Rönesans'ın akılcı ve realistik yapısı yerini duygulara ve hareketliliğe bırakmıştır.
![]() |
Notre Dame Katedrali, Paris |
![]() |
Floransa Domu Rönesans akılcılığıyla kubbe merkezli yapı mevcuttur.Floransa Domu,Antikite’den beri yapılmış en büyük kubbe idi. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder